4 Ekim 2010 Pazartesi

DEPREM

İstanbul dün akşam 20.49'da merkez üssü Marmara Denizi olan 4.4 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı.
Rabbim hepimizi daha büyüğünden korusun.
Depremi yaşadığınız anda ister istemez korkuyorsunuz ama aile bireylerinin bir arada olması biraz olsun içinizi ferahlatıyor.
17 Ağustos depreminden sonra ara sıra artçı sarsıntılar olurdu.
Bu sarsıntılardan biriside Eylül ayında okulların açık olduğu bir saatte meydana gelmişti.
Kızım o zamanlar ilkokul 2.sınıfa gidiyordu.
Ev ile okulun arası hızlı bir yürüyüşle 5 dakika ama o gün ben telaştan ve heyecandan o yolu yürüye yürüye bitirememiştim.
Okullar neredeyse 3 hafta tatil edilmişti.
Sakinleşmemiz uzun zaman almıştı ama peşinden 12 Kasım Düzce depremini yaşamıştık.
O günlerden sonra ara sıra küçük sarsıntılar yaşasakta, çok şükür büyük bir deprem olmadı.
Her sarsıntının ardından jeoloji uzmanlarından tutun, aklı eren ermeyen herkesin ekrana çıkıp, bu depremin beklenen Büyük Marmara Depremini tetikleyip-tetiklemeyeceğini, hangi semtlerin risk altında olduğunu anlatan konuşmalarından bıktık artık.
Bir değişiklik yapın ve deprem korkusu olan pek çok kişiyi huzursuz edecek açıklamalar yapmayın.
Elbette bilgi almak, tedbir almak için bu açıklamalara ihtiyacımız var fakat reyting uğruna ortalığı savaş alanına çevirmenin, halkı tedirgin etmenin de lüzumu yok.

Şimdi size İSMEP(İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi)'in hazırladığı, öğrencilere okulda dağıtılan "Depremde İlk 72 Saat" isimli kitapçıktan aldığım bilgileri paylaşmak istiyorum.
Daha fazla bilgi için lütfen BU adresi tıklayın.

Aile Afet Planı

Afetler her zaman, her yerde olabilir ve korkutucu boyutlar alabilir.

Örneğin evinizi terk etmek zorunda kalabilirsiniz. Afette görevli kurumlar afet sonrası sizin ihtiyaçlarınızı hemen karşılayamayabilir.

Ayrıca deprem esnasında düşünecek zamanınız olmaz. “Burada olmaz. Olsa da bana bir şey olmaz.” gibi düşüncelerden vazgeçip, hazırlıklarınızı ertelemeyin.

Ailece mutlaka afetlere hazırlık ve bir afet planı yapmalısınız.

ÖNEMLİ;

Örneğin bir deprem anında aile bireyleri farklı yerlerde olabilir. Aile bireylerinin birbirleriyle haberleşmesi de ilk anda mümkün olmayabilir. Şehirlerarası haberleşme daha önce ve kolay sağlanabildiği için, şehir dışından aranacak kişinin belirlenmesi ve afetten sonra mümkün olduğunda herkesin o kişiyi arayıp kendisi hakkında bilgi vererek diğer aile fertleri hakkında bilgi alması gerekir.

Ayrıca, ev halkının afetlerde ihtiyaç duyabileceği temel maddelerin bir araya toplanmasıyla bir afet ve acil durum seti oluşturulması gerekir.

Afet Çantası’nın içinde şunlar yer alabilir:

• Çakı, düdük

• Nakit para

• Kâğıt, kalem

• Battaniye veya uyku tulumu

• Makas, koli bandı, plastik/naylon örtü

• Pilli radyo, el feneri ve yedek piller

• Kişisel ilkyardım çantası ve devamlı

kullandığınız ilaçların yedekleri ve reçeteleri

• Koruyucu giysiler, sağlam ayakkabılar ve yağmurluk

• Varsa bebekler, yaşlılar veya engelliler için

gerekli olacak özel eşyalar

• Kimlik, tapu, ruhsat, pasaport, banka hesap cüzdanları, sigorta poliçeleri gibi önemli evrakların

fotokopileri ve aile fertlerinin güncel fotoğrafları (su geçirmez poşette)

• Ailenizin otomobili varsa, yedek anahtarı

• Yeterince su ve yiyecek maddesi

• Hijyen paketi (sabun, dezenfektan jel, diş fırçası ve macunu, ıslak mendil, tuvalet kâğıdı, vb.)

Afet anında ilk kurtarılacak maddi ve manevi değeri yüksek belgeler de Afet Çantası’na konulabilir.

Benzer çantaları –varsa– araç ve işyeriniz için de ayrıca hazırlayabilirsiniz.

Afet Çantası’nın nerede olduğunu, tüm aile üyeleri bilmelidir. Yukarıda verilen malzemeler birer örnektir. Kişi,kendi özel durumuna ve ihtiyaçlarına göre bu listeye eklemeler yapabilir. Özetle, afetlerde ilk 72 saat olarak adlandırılan, en az 3 günlük süreyi kapsayan bir Aile Afet Planı yapmanız gerekir.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

merhaba..o akşam düzcedeydim annem ist.da deprem olduğunu söylediğinde yüreğim ağzıma gelmedi değil.iki depremi de yaşamış biri olarak 4.4 ü duyunca ister istemez çok değilmiş dedim neden çünkü daha önce yaşayınca hepimiz birer richter ölçeğine dönmüştük ölçülerini söyleyebiliyorduk gözüme az görünmesinin nedeni bu.kesinlikle önemsemediğimden değil.Allah korusun insanınaklından hiç çıkmıyor ki..felaket tellallarından ben de bıktım.dinleye dinleye..haber izlemiyorum artık gazete bakasım gelmiyor hep olumsuz haberler.açlık çekeninsanları binbir dramatize rol yaparak anlatan ama program başına bisürü para alan sunuculardan nefret ediyorum.ço kdüşünüyorsanız siz verin kazandıklarınızdan bizim vicdanımıza sesleniyorsunuz ama yok ki verelim.moral bozukluğu bize bonus kalıyor..
Allah beterinden korusun depremin adı bile ürkütücü..
çok selamalr..

Yorum Gönder

Yorum yazmak için;
Google hesabınız yoksa "Anonim" bölümünü işaretleyerek
yorumunuzu yazabilirsiniz.
İsminizi yazmayı unutmayın!...