18 Ekim 2010 Pazartesi

İZİNLİ (!) PAZARLAMA

Bir gün telefonunuz çalar, ahizenin ucunda ki kişi "telefon numaranızı .... Hanım'dan veya ... Bey'den aldık, müsaitseniz akşam bir bardak çayınızı içip, size ürün tanıtımı yapmak istiyoruz" der. İlgilenmediğinizi, müsait olmadığınızı söylesenizde numaranız artık o şirketin elindedir. 
Eleman ara sıra yine arar ve sorar. 
Hatta işi "verecek 1 bardak çayınız yok mu?, eşiniz misafir sevmiyor mu?" gibi sözlerle tacize dayandırır. 
Bu yöntemin adı; "İzinli Pazarlama" imiş! 
Tamam bizden "izin" istiyorlar ama izin vermeyince yakamızdan düşmüyorlar. 
Bu yetmezmiş gibi başka bir arkadaşınız daha numaranızı sizin izniniz olmadan başka bir firmaya vermiştir. 
15 gün içinde 2 ayrı firmanın telefonları yüzünden sinirim "hoplak" bir durumdayım. 
İlla ev adresimi öğrenip, gelmek isteyen telefonda ki elemana mı kızayım, yoksa iznimiz olmadan telefonumuzu veren 2 ayrı arkadaşımıza mı kızayım bilmiyorum. 
Son söz; 
İlgili firma çalışanına; İlgilenmiyorum, istemiyorum diyene lütfen saygı gösterin ve aramayı bırakın.  Aile dostlarımıza ve arkadaşlarımıza; Lütfen ev yada cep numaramızı, adresimizi bizim iznimiz olmadan asla başka kişilere vermeyin.

4 Ekim 2010 Pazartesi

DEPREM

İstanbul dün akşam 20.49'da merkez üssü Marmara Denizi olan 4.4 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı.
Rabbim hepimizi daha büyüğünden korusun.
Depremi yaşadığınız anda ister istemez korkuyorsunuz ama aile bireylerinin bir arada olması biraz olsun içinizi ferahlatıyor.
17 Ağustos depreminden sonra ara sıra artçı sarsıntılar olurdu.
Bu sarsıntılardan biriside Eylül ayında okulların açık olduğu bir saatte meydana gelmişti.
Kızım o zamanlar ilkokul 2.sınıfa gidiyordu.
Ev ile okulun arası hızlı bir yürüyüşle 5 dakika ama o gün ben telaştan ve heyecandan o yolu yürüye yürüye bitirememiştim.
Okullar neredeyse 3 hafta tatil edilmişti.
Sakinleşmemiz uzun zaman almıştı ama peşinden 12 Kasım Düzce depremini yaşamıştık.
O günlerden sonra ara sıra küçük sarsıntılar yaşasakta, çok şükür büyük bir deprem olmadı.
Her sarsıntının ardından jeoloji uzmanlarından tutun, aklı eren ermeyen herkesin ekrana çıkıp, bu depremin beklenen Büyük Marmara Depremini tetikleyip-tetiklemeyeceğini, hangi semtlerin risk altında olduğunu anlatan konuşmalarından bıktık artık.
Bir değişiklik yapın ve deprem korkusu olan pek çok kişiyi huzursuz edecek açıklamalar yapmayın.
Elbette bilgi almak, tedbir almak için bu açıklamalara ihtiyacımız var fakat reyting uğruna ortalığı savaş alanına çevirmenin, halkı tedirgin etmenin de lüzumu yok.

Şimdi size İSMEP(İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi)'in hazırladığı, öğrencilere okulda dağıtılan "Depremde İlk 72 Saat" isimli kitapçıktan aldığım bilgileri paylaşmak istiyorum.
Daha fazla bilgi için lütfen BU adresi tıklayın.

Aile Afet Planı

Afetler her zaman, her yerde olabilir ve korkutucu boyutlar alabilir.

Örneğin evinizi terk etmek zorunda kalabilirsiniz. Afette görevli kurumlar afet sonrası sizin ihtiyaçlarınızı hemen karşılayamayabilir.

Ayrıca deprem esnasında düşünecek zamanınız olmaz. “Burada olmaz. Olsa da bana bir şey olmaz.” gibi düşüncelerden vazgeçip, hazırlıklarınızı ertelemeyin.

Ailece mutlaka afetlere hazırlık ve bir afet planı yapmalısınız.

ÖNEMLİ;

Örneğin bir deprem anında aile bireyleri farklı yerlerde olabilir. Aile bireylerinin birbirleriyle haberleşmesi de ilk anda mümkün olmayabilir. Şehirlerarası haberleşme daha önce ve kolay sağlanabildiği için, şehir dışından aranacak kişinin belirlenmesi ve afetten sonra mümkün olduğunda herkesin o kişiyi arayıp kendisi hakkında bilgi vererek diğer aile fertleri hakkında bilgi alması gerekir.

Ayrıca, ev halkının afetlerde ihtiyaç duyabileceği temel maddelerin bir araya toplanmasıyla bir afet ve acil durum seti oluşturulması gerekir.

Afet Çantası’nın içinde şunlar yer alabilir:

• Çakı, düdük

• Nakit para

• Kâğıt, kalem

• Battaniye veya uyku tulumu

• Makas, koli bandı, plastik/naylon örtü

• Pilli radyo, el feneri ve yedek piller

• Kişisel ilkyardım çantası ve devamlı

kullandığınız ilaçların yedekleri ve reçeteleri

• Koruyucu giysiler, sağlam ayakkabılar ve yağmurluk

• Varsa bebekler, yaşlılar veya engelliler için

gerekli olacak özel eşyalar

• Kimlik, tapu, ruhsat, pasaport, banka hesap cüzdanları, sigorta poliçeleri gibi önemli evrakların

fotokopileri ve aile fertlerinin güncel fotoğrafları (su geçirmez poşette)

• Ailenizin otomobili varsa, yedek anahtarı

• Yeterince su ve yiyecek maddesi

• Hijyen paketi (sabun, dezenfektan jel, diş fırçası ve macunu, ıslak mendil, tuvalet kâğıdı, vb.)

Afet anında ilk kurtarılacak maddi ve manevi değeri yüksek belgeler de Afet Çantası’na konulabilir.

Benzer çantaları –varsa– araç ve işyeriniz için de ayrıca hazırlayabilirsiniz.

Afet Çantası’nın nerede olduğunu, tüm aile üyeleri bilmelidir. Yukarıda verilen malzemeler birer örnektir. Kişi,kendi özel durumuna ve ihtiyaçlarına göre bu listeye eklemeler yapabilir. Özetle, afetlerde ilk 72 saat olarak adlandırılan, en az 3 günlük süreyi kapsayan bir Aile Afet Planı yapmanız gerekir.