30 Mart 2013 Cumartesi

YAZ SAATİ UYGULAMASI BU GECE BAŞLIYOR!

YAZ SAATİ UYGULAMASI BAŞLIYOR, SAATLERİNİZİ AYARLAMAYI UNUTMAYIN!
2013 yılı yaz saati uygulaması bu gece başlıyor.
Saatlerinizi yatmadan önce 1 saat geriye almayı unutmayın.


Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla bütün yurtta saatler bu gece yarısından sonra saat 03.00'ten itibaren 1 saat ileri alınacak.
Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 14 Ocak'taki Bakanlar Kurulu kararıyla bütün yurtta saatlerin 31 Mart Pazar günü saat 03.00'ten itibaren 1 saat ileri alınmasıyla yaz saati uygulaması başlayacak.

Uygulama, 27 Ekim 2013 Pazar günü saat 04.00'den itibaren saatlerin 1 saat geri alınmasıyla ise sona erecek.          
 


23 Mart 2013 Cumartesi

YÜKSEK ÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI

Üniversiteye girişte birinci aşama olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) yarın yapılacak.
YGS, yarın tüm yurtta ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki 167 sınav merkezinde, 100 bin 452 sınav salonunda tek oturumda yapılacak.
Saat 10.00'da başlayacak olan sınav, 160 dakika sürecek.
2013 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi'nin (ÖSYS) ilk aşaması olan 2013-YGS’ ye girmek için 1 milyon 851 bin 326 aday başvurdu.

ADAYLAR 09.00’DA SINAVIN YAPILACAĞI YERE GELMİŞ OLMALI
Kimlik ve güvenlik kontrolleriyle salona giriş işlemlerinin zamanında yapılabilmesi için adayların sınava girecekleri binanın kapısında en geç saat 09.00'da hazır olmaları ve yanlarında sınav giriş belgesini bulundurmaları gerekiyor.

Sınav giriş belgesinin ön yüzünde ÖSYM tarafından belirlenmiş bilgiler hariç ön ve arka yüzünde herhangi bir yazı, resim, işaret bulunan adayların sınavı geçersiz sayılacak. Adaylardan, sınava giriş belgesinin yanı sıra nüfus cüzdanı veya pasaport gibi tanıtıcı kimlikleri de sorulacak.

DİKKAT;
Hiçbir eşya emanete alınmayacağından adayların sınav binalarına bu belgeler dışında herhangi bir eşya, araç-gereç getirmemeleri gerekiyor.
Sınav binaları ve salonları ÖSYM tarafından kurulacak güvenlik kameraları ile izlenebilecek. Kamera kayıtları, gerektiğinde kanıt olarak kullanılacak.

DİN VE AHLAK BİLGİSİ DERSİNDEN 5 SORU
YGS’ de ortak müfredata dayalı Türkçe, sosyal bilimler, temel matematik ve fen bilimleri testleri yer alacak.
Adaylar, güncel öğretim programlarından sorumlu olacak.

Sosyal bilimler testinde, ortaöğretim kurumlarında din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile eğitim gören öğrenciler, din kültürü ve ahlak bilgisi sorularından muaf tutulacak.
Bu öğrencilere din kültürü ve ahlak bilgisinden 5 soru yerine, YGS’ de sosyal bilimler testinde yer alan felsefe alanından 5 soru sorulacak.

YGS ADAYLARINA TOPLU TAŞIMA ÜCRETSİZ
İstanbul’un ulaşım araçları, 24 Mart'ta YGS öğrencilerine ücretsiz hizmet verecek.
İstanbul Belediye Meclisi aldığı kararla 2013-ÖSYS kapsamında 24 Mart 2013 tarihinde yapılacak olan Yükseköğretime Geçiş Sınavına (YGS) girecek öğrenci ve görevlilerin sınav yerlerine ulaşımında toplu taşıma araçları ücretsiz hizmet verecek.

Öğrenciler ve sınav görevlileri, sınav gününde, belgelerini ibraz ederek, sınav saatine kadar toplu taşıma araçlarında ücretsiz seyahat edebilecek.
Bu kapsamda, İETT Genel Müdürlüğü (İETT otobüsler ve metrobüs) araçları, Şehir Hatları A.Ş (Şehir Hatları Vapurları) Ulaşım A.Ş (Tramvay, Hafif Metro, Metro ve Füniküler) araçları ve Otobüs A.Ş ile Özel Halk Otobüsleri araçları ücretsiz hizmet verecek.

19 Mart 2013 Salı

İSTANBUL'DA DEPREM

Bugün İstanbul'da 4.5 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Deprem Karadeniz'de olduğu için İstanbul'da Marmara'ya kıyısı olan semtlerde fazla hissedilmedi.
Daha çok Karadeniz'e kıyısı olan Kilyos, Sarıyer, Şile gibi semtlerde hissedildi.
Tesadüfen bugün Sarıyer'deydim ve ne yazık ki depremi yaşadık.
Uzun sürmeyen, sağa sola sallamayan, yeraltından sanki küt diye vurup gitmiş gibi bir depremdi.

Deprem hakkında daha ayrıntılı bilgi;
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 14.44'te merkez üssü Karadeniz olan İstanbul Boğazı açıklarında 4.5 büyüklüğünde deprem kaydedildi. İstanbul'dan da hissedilen deprem, yerin 10,7 kilometre derinliğinde meydana geldi.
Rabbim hepimizi her türlü afetten korusun. 

18 Mart 2013 Pazartesi

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ

Bugün, Türk Halkı'nın destan yazdığı Çanakkale zaferinin yıldönümü, bu kutsal amaçta hayatını kaybeden bütün şehitlerimizin ruhu şad olsun.



18 Mart Çanakkale Zaferinin Tarihte ki ve Ulusal Yaşantımızda ki Yeri;
3 Kasım 1914 ve 18 Mart 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı'nda cereyan eden bir seri deniz savaşlarıyla Gelibolu Yarımadası'nda 25 Nisan 1915 - 8/9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşları, Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır.

Çanakkale Zaferini, büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir lider hediye etmiştir. Türk bağımsızlık savaşının temelleri, Çanakkale'nin sularında, Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmış, bu zaferler Türk Kurtuluş Savaşına maya çalmıştır.

Türk Ulusu; İstanbul'u kurtaran Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşayı Çanakkale'den tanımış; 19 Mayıs 1919'da O, Samsun'a çıktığı gün Suriye ve Filistin cephelerinden terhis olarak Anadolu'ya dönen Türk halkı, "bu benim kahraman komutanımdı" diyerek O'nun etrafında kenetlenip İstiklal Savaşı'na katılmıştır.

Türk Ulusu ve dünya O'nu böylece tanırken, O da Conkbayırı'nın, Kocaçimen'in, kan deryası can pazarında ulusunun ve Türk askerinin asıl cevherini yakından tanıyarak daha sonra girişeceği Bağımsızlık Savaşını kesin zaferle sonuçlandıracağı kanaatini daha o zamandan edinmiştir. 18 Mart zaferi kazanılmasaydı, düşman donanması, daha 1915'in Mart ayında İstanbul'a girerek Osmanlı İmparatorluğu'nu çökertebilecekti.

Çanakkale Boğazı'nı denizden aşıp İstanbul'a giremeyen İtilaf Devletleri, 25 Nisan 1915'ten başlayarak 8-9 Ocak 1916'ya kadar süren Çanakkale kara savaşlarında Mustafa Kemal tarafından durdurulamasaydı, Birinci Dünya Savaşında Çarlık Rusyası en kısa yoldan müttefiklerinin yardımlarına kavuşacağı için yıkılmayacak, muhtemelen Ekim 1917 Bolşevik İhtilali de olmayabilecekti. Bu durumda Almanya'nın yenilgisi hızlanacak ve 1. Dünya Savaşı belki de 1915'te sona erecekti. Çanakkale Zaferi; harbin 4 yıl sürmesine, üç imparatorluğun (Osmanlı, Çarlık ve Avusturya/Macaristan İmparatorlukları) tarih sahnesinden silinmesine neden olmuştur. Gelibolu Yarımadası'nda düşmana kesin darbeler vurarak onları yenilgiye uğratan Alb. Mustafa Kemal'in Anafartalar tepesinde yaktığı zafer meşalesi, Kurtuluş savaşımızın da yolunu aydınlatmıştır.
Yazı bu adresten alınmıştır, devamını aynı adresten okuyabilirsiniz.



Kınalı Kuzular dizi müziği ve Demir Karahan'ın muhteşem seslendirmesi eşliğinde Çanakkale şehitliğinden resimlerin yer aldığı videoyu izleyebilirsiniz.


Çanakkale ile muhteremlegeziye

12 Mart 2013 Salı

BANKALARA 2 GÜNLÜK PROTESTO EYLEMİ



Tüketici Hakları Derneği,(THD) 13-14 Mart günlerinde tüketicilerin bankalara gitmeyerek, kredi kartı kullanmayarak, mağduriyetlere dikkat çekmek için "Bankalar Sinek Avlayacak" eylemi düzenliyor. 
Tüketiciden faiz dışı 32 kalemde işlem ücreti alan, son olarak ATM kullanımından da para alabileceğini açıklayan bankalar, vatandaşın sabrını taşırdı.
Tüketici Hakları Derneği (THD), 13-14 Mart'ta bankaları boykot edeceklerini, bankalara gitmeyeceklerini, kredi kartı kullanmayacaklarını, herhangi bir bankacılık işlemi yapmayacaklarını duyurdu.
Dernek Başkanı Turhan Çakar, "Bankalar, 365 gün tüketici avlıyor. 13-14 Mart günlerinde bankalara, tüketicileri değil sinek avlatacağız" dedi.
Bankaların 30'dan fazla işlemden çok değişik miktarlarda haksız ücretler aldığını söyleyen Çakar, "Bankaların tüketicilerden aldığı haksız deli dumrul ücretlerinin yıllık tutarı 17 milyar lira dolayındadır" diye konuştu.
10 MİLYAR LİRAMIZ VAR
Yargıtay'ın kararına göre, bankalarca alınan yıllık kredi kartı aidatı, dosya masrafı, yeniden yapılandırma ücreti gibi ücretlerin haksız ücret olduğunu aktaran Çakar, bu ücretlerin tüketiciye iade edilmesi gerektiğini belirtti.
Çakar, Yargıtay kararı gereğince, 2003-2012 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde bankaların kasasındaki tüketicilerin alacağı olan yıllık kart aidatı miktarının 10 milyar lira dolayında olduğunu kaydetti.
Öte yandan Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı Sıtkı Yılmaz da, ATM'lerden para çekilirken bankaya ödeme yapılmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Yılmaz, bankaları protesto için oturma eylemi yapacaklarını söyledi.



TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Tüketici Hakları Derneği'nin düzenlediği bankaların yargı kararı, yasa, hak ve hukuk tanımayan uygulamalarına ve deli dumrul ücretlerine karşı bankalara gitmeme, kredi kartı kullanmama ve işlem yapmama eylemine katıldı. 
Kızılay AVM’ de düzenlenen eylemde konuşan TESK Genel Başkanı Palandöken, bankaların hak ettikleri kazancın üzerinden artı kazanç elde etmek için tüketicileri kullandığını belirterek, tüketicilerin kredi kartı kullanma mecburiyetinin bankaların iştahını kabarttığını ifade etti. 
Palandöken, yapılan eylemle bankaların iştahının kırılacağını vurgulayarak, böyle anlamlı bir günü desteklemenin çok güzel olduğunu kaydetti. "Hiç bitmeyecek bir borç yatağı içindeyiz” diyen Palandöken, bankaların işlemlerinin yasal olarak haksız olduğunu, söz konusu işlemlerin sadece cezayla değil, vatandaşında tepkisiyle de halledilmesi gerektiğini söyledi. 
Tüketicilerin almış olduğu eylem kararını takdirle desteklediğini ifade eden Palandöken, Rekabet Kurulu’nun, 12 bankaya verdiği cezayı anımsattı.

BANKALARIN TÜKETİCİDEN ALDIĞI YILLIK ÜCRET TUTARI 17 MİLYON TL
THD ise yaptığı açıklamada, 13-14 Mart günlerinde bankalara gitmeyerek, kredi kartı kullanmayarak tüketicilerin mağduriyetine dikkat çekmek istediklerini ifade etti. 
Türkiye’deki bankaların, Türkiye Cumhuriyet sınırları içerisinde yaşayan her tüketiciye, kümesteki kaz gözüyle baktığını savunan THD, bankaların, kendilerine göre değişik adlarla 30'dan fazla işlemden değişik miktarlarda haksız ücretler aldığını vurguladı. 
THD, “Bankaların tüketicilerden aldığı haksız deli dumrul ücretlerinin yıllık tutarı 17 milyar TL dolayındadır. Bankaların almış olduğu en güncel ve haksız ücretlere örnek olarak, yıllık kart ücreti ya da aidatı, konut kredisi kullananlardan ise komisyon ve dosya masrafı, yeniden yapılandırma ücreti, ipotek fek ücreti gibi adlar altında aldıkları ücretleri sayabiliriz" dedi. 
Bankalarla işlem yapan ve bu işlemler nedeniyle tüketicilere verilen her çeşit belgeden, dokümandan, tüketicilerin istemiş olduğu yazılardan da çeşitli miktarlarda ücretler aldığını ifade eden THD, bankalar, yaptıkları işlemlerden ve aldıkları haksız ücretlerden dolayı tüketicileri bilgilendirmediğini, yasalara aykırı davranarak sözleşme örneğini vermediğini savundu. 
THD, bankaların talep edilmeden tüketicilere kredi kartı göndererek tuzağa düşürmekle de suçladı.

BANKALAR DELİ DUMRUL ÜCRETLERİNİ ALMAYA DEVAM EDİYOR
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin verdiği yıllık kredi kartı aidatının tüketiciye ödenmesine ilişkin kararını da anımsatan THD, bankaların yargı kararlarına ve yasalara uymadığını, deli dumrul ücretlerini almaya devam ettiğini belirtti. 
THD, bankaların, tüketicilerle yaptığı sözleşmelerde, yıllık kredi kartı aidatı, komisyon, dosya masrafı, yeniden yapılandırma ücreti, hesap ve havale ücreti adı altında aldığı ücretleri alınmamasının yasal güvenceye kavuşturulmasını da istedi.

 

10 Mart 2013 Pazar

METİN SEREZLİ HAYATINI KAYBETTİ!

  
Türk Tiyatro ve Sinemasının önemli isimlerinden, Metin Serezli bu sabah evinde hayatını kaybetti.
Serezli'nin eşi Nevra Serezli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanatçının bugün 07.00 sıralarında yaşamını yitirdiğini söyledi.
79 yaşındaki sanatçının yaklaşık 2,5 yıldır akciğer kanseri olduğunu ifade eden Nevra Serezli, vefat ettiği sırada kendisinin ve oğlunun yanında olduğunu belirtti.

Cenaze Töreni;
Tedavi gördüğü akciğer kanseri nedeniyle 79 yaşında vefat eden tiyatro ve sinema sanatçısı Metin Serezli'nin cenazesinin, 12 Mart'ta toprağa verileceği bildirildi.
Sanatçının cenazesinin salı günü öğle vakti Teşvikiye Camisi'nde kılınacak namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verileceğini ifade etti.
Metin Serezli Kimdir?
Metin Serezli; 12 Ocak 1934 de İstanbul’da doğdu. 
Lise eğitimini Atatürk Lisesi’de yapmıştır. 
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü ve Edebiyat Fakültesi Sanat tarihi Bölümlerinde okudu. 
3 yıl Fenerbahçe genç takımında futbol oynadı.
1954’de İstanbul Üniversitesi Gençlik Tiyatrosu’nda amatör olarak oyunculuğa atıldı. 
1955 yılında “Dormen Tiyatro”sunun ilk oyunu olan “Papaz Kaçtı” komedisi ile profesyonel oldu.
Bu güne kadar tiyatrodan hiç kopmadı “Dormen Tiyatro”su “Şan Tiyatrosu”, Altan Erbulak’la birlikte 1971’de kurduğu “Çevre Tiyatrosu” ve son üç yıldır görev aldığı “Tiyatro İstanbul”da 69 oyunda oynadı, 28 oyun ve 5 müzikali yönetti.

Almanya'da dünya üniversiteliler arası tiyatro festivaline katıldı.
Erlangen, Bristol ve Avignon festivallerine oyuncu ve Türkiye delegesi olarak katıldı.
Bu arada 200 radyo oyununda yönetmen ve oyuncu olarak görev aldı.
50 film çevirdi, birçok Tv dizisinde oyuncu ve sunucu olarak görev yaptı.
Televizyon reklamlarında rol aldı.
1955’de başrolünü oynadığı Boş Beşik filmi Almanya’da birincilik kazandı.

Metin Serezli, televizyonda yayınlanan “Olacak O Kadar” programı ve Tiyatro İstanbul’un “Çılgın Haftasonu” adlı komedisinde de oynamıştır. 
"Zübük", "Talihli Amele" gibi filmlerde oynadı. 
Sihirli Annem dizisinde Taci'yi seslendirdi.

Ödülleri: 
En iyi tiyatro yönetmeni ödülü, 1969.  
Afife Tiyatro Ödülleri; Yılın En Başarılı Müzikal ya da Komedi Erkek Oyuncusu-Bu Filmi Görmüştüm (1998)
Metin Serezli, Avni Dilligil, Afife Jale, Üniversiteler Birliği, İsmail Dümbüllü ve Lions en iyi oyuncu ödüllerini kazandı.

Evlilikleri: 
1957 yılında Tiyatro sanatçısı Nisa Serezli ile evlenip ayrıldı. 
Metin Serezli, 1968 yılında Nevra Serezli ile evlendi.

Çocukları;
Metin ve Nevra Serezli çiftinin Murat (d.1969) ve Selim (d.1973) adlı iki oğlu vardır.
Kaynak

8 Mart 2013 Cuma

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!
Kadınlar gününün Türkiye'de ki ve Dünya'da ki anlamı ile ilgili yazdığım geçen yıl ki yazımı buradan okuyabilirsiniz.
Bu yıl, bugün için Can Dündar'ın bir şiirine yer vermek istiyorum.


Bir Kadın
Bir kadın çocuktur aslında.
Çocuk gibi davranmayı sever.
Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.
Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.
Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.
Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,
Ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz.

Bir kadın güçlüdür aslında.
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.
İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile Erkeğin yapmasını bekler.
Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de
Erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.

Bir kadın sevgilidir aslında.
İçinde her zaman sevgiyi taşır.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz.
Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
Yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.
Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.

Bir kadın yalnızdır aslında.
Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sığınağıdır.
O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir.
Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez.
Yaratıcılığının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.
Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.
Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.

Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup
İçtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?

Anlıyorsanız ne mutlu size.
Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz...

Can DÜNDAR
 



6 Mart 2013 Çarşamba

HUGO CHAVEZ HAYATINI KAYBETTİ!

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez hayatını kaybetti.
Chavez, Küba'da ki kanser tedavisinin ardından 18 Şubat'ta ülkesine dönmüştü.

Devlet Başkan Yardımcısı Nicolas Maduro, devlet televizyonunda yayınlanan konuşmasında, 2 yıldır kanserle savaşan Chavez'in, Caracas'ta tedavi gördüğü askeri hastanede, 58 yaşındayken hayata veda ettiğini açıkladı.
Enformasyon Bakanı Ernesto Villegas, daha önce yaptığı açıklamada, 11 Aralık'ta Pelvis bölgesindeki kanserin nüksetmesi üzerine Küba'da dördüncü kez
ameliyat masasına yatan Chavez'in bağışıklık sisteminin zayıflaması üzerine yeni bir akciğer enfeksiyonunun baş gösterdiğini açıklamıştı.

Devlet Başkan Yardımcısı Maduro, Chavez'in sağlık durumunun kötüleşmesinin ardından, bakanlar, askeri yetkililer ve yerel yöneticilerle bir araya gelmişti.

İlk kez Haziran 2011'de kanser teşhisi konulan Chavez, geçen yıl ekim ayındaki seçimde üçüncü kez devlet başkanı seçilmiş ancak rahatsızlığı yüzünden yemin törenine katılamamıştı.

 
Kızlarıyla gülümserken görüldüğü fotoğrafıyla veda etti
Küba'da, aralık ayındaki dördüncü ameliyatının ardından halkın karşısına çıkmayan Chavez, ülkesine ve tüm dünyaya şubat ortasında basına dağıtılan fotoğraflarıyla veda etti.
Chavez, son fotoğraflarında Küba'da iki kızıyla yan yana gülümserken ve Küba Komünist Partisi'nin yayın organı Granma'ya bakarken görülüyordu.

Küba'daki tedavisinin ardından 18 Şubat'ta Venezuela'ya dönen Chavez, ülkesine dönüşünü Twitter mesajıyla duyurmuş, Küba'ya ve kendisine bu süreçte destek olan herkese teşekkür etmişti.
7 günlük ulusal yas ilan edildi
Venezuela Dışişleri Bakanı Elias Jaua, ülkede 7 günlük yas ilan edildiğini, Chavez'in cenazesinin başkent Caracas'taki Askeri Akademi'nin salonunda bulundurulacağını belirtti.

Cuma günü yapılması planlanan cenaze törenlerine çok sayıda devlet başkanının katılmasının beklendiğini ifade eden Jaua, Chavez'in nereye defnedileceği konusunda bilgi vermedi.
 
 
Hugo Chavez Kimdir?
28 Temmuz 1954'te, Sabaneta, Venezuela'da, öğretmen olan Hugo de los Reyes Chavez ve Elena Frias de Chavez'in oğlu olarak dünyaya geldi. Yedi yaşından itibaren Venezuela askeri akademisinde eğitim gördü ve 1975 yılında derece ile mezun oldu. Onyedi yıl boyunca Orduda paraşüt subayı olarak görev yaptı.

İki evlilik yaşayan Chavez, ilk eşi Nancy Colmenares ile olan 18 yıllık evliliğini sona erdirdikten sonra, gazeteci Marisabel Rodriguez de Chavez ile evlendi. Bu iki evlilikten dört çocuk sahibi oldu.

1992 yılında, ordudaki diğer yönetim karşıtı askerler ile birlikte, iktidardaki Carlos Andres Perez'i devirme girişiminde bulundu. Darbe girişiminin başarısız olması üzerine, iki yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra serbest bırakıldı. Cezasını tamamladıktan sonra Beşinci Cumhuriyet Hareketi adlı partiyi kurdu. 1998 yılında, yolsuzluk ve kötü yönetim ile suçladığı hükümet karşısında, ekonomik reform sözü vererek adaylığını koydu.
1999 yılında seçilmesinin ardından, Venezuela'nın adalet ve meclis sistemini değiştirdi. Yeni yolların ve yerleşim birimlerinin inşaası ve aşı stoğu gibi icraatları içeren Plan Bolivar 2000'i başlattı. Bu yeni yapılanmanın bir parçası olarak ülkenin adı, Bolivaryan Venezuela Cumhuriyeti olarak değiştirildi.

Başkanlık yaptığı dönemde, ülke içinde ve dışında hoşnutsuzluklarla karşılaştı. Nisan 2002'de, askeri liderler başkanlık görevini elinden aldı. Ağustos 2004 tarihinde tekrar görevinin başına döndü.

Başkanlığı boyunca açık sözlülüğü ile dikkat çeken Chavez, eleştirilerini ve fikirlerini hiçbir zaman sakınmadan, açık ve net bir şekilde dile getirdi. Dünya çapında ileri gelen birçok lideri acımasızca eleştirdi. 2002 yılında askerler tarafından görevden alınmasının sorumlusu olarak gördüğü Amerika Birleşik Devletleri'ne birçok konuda düşmanlık besledi. Amerika'nın Irak politikasını, "gücü kötüye kullanmak" olarak değerlendirdi ve başkan George W. Bush'u "emperyalist şeytan" olarak niteledi. Kendisini tekrar görevden alma girişimi olursa, Amerika'ya petrol satışını durdurmakla tehdit etti. Küba ve İran gibi 100'den fazla ülkenin yer aldığı, Bağımsız Hareket grubunda aktif rol aldı.

8 Ocak 2007'de, bakanların büyük bir kısmının görevine son verdiği yeni bir kabine oluşturdu. Bu kabinede, başkan yardımcısı Jose Vincente Rangel'in yerine, Jorge Rodriguez geçti. 30 Nisan 2007'de, IMF ve Dünya Bankası ile olan tüm ilişkilerini kopararak ulusal bir banka kurdu.

Mayıs 2007'de ülkenin en popüler televizyon kanalının lisansını, 2002 yılındaki darbede rol aldığı gerekçesiyle yenilemeyi reddetti. Bu hareket Karakas'ta uzun süren protestolara yol açtı.

İlk kez Haziran 2011'de kanser teşhisi konulan Hugo Chavez, son olarak geçen yıl 11 Aralık 2012 tarihinde kanser ameliyatı için Küba'ya gitmişti. Venezuela'ya 18 Şubat 2013 tarihinde dönmesinden sonra tedavisine Başkent Karakas'taki askeri bir hastanede kemoterapi tedavisi devam ediliyordu. Akciğer enfeksiyonu nedeniyle durumu kötüleşti ve 5 mart 2013 tarihinde 58 yaşında öldü.

3 Mart 2013 Pazar

MÜSLÜM GÜRSES HAYATINI KAYBETTİ!


Türk Arabesk müziğinin en sevilen isimlerinden Müslüm Gürses bu sabah hayatını kaybetti!


Geçen yıl kasım ayında geçirdiği by-pass ameliyatının ardından yoğun bakımda tedavisi devam eden sanatçı Müslüm Gürses, tedavi gördüğü Memorial Şişli Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.
Gürses'in doktorları geçen hafta cuma günü yaptıkları açıklamada, sanatçının durumunun kritik olduğunu bildirmişti.
Memorial Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Deniz Şener, Müslüm Gürses'in vefatıyla ilgili hastanede gazetecilere yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
''Müslüm Baba'yı maalesef kaybettik. Ailesinin, dostlarının, tüm sevenlerinin, Türkiye'nin, hepimizin başı sağ olsun. Zor bir süreçti. Bu sabahleyin tansiyonu düştü, kalp durması gelişti, yapılan müdahalelere rağmen, maalesef sabah saatlerinde kaybettik. Muhterem Hanım'a başsağlığı dileklerimizi iletmek için kendisini bekledik. Ona başsağlığı dileği ilettikten sonra da size bu açıklamayı yapıyoruz. Bu uzun süreci birlikte yaşadık. Söyleyecek bir şey yok. Allah sevenlerine sabır versin ve hepimizin başı sağ olsun.''
Şener, sabah 08.30 sıralarında problemlerin başladığını kaydederek, ''Tansiyon düşmesi ve müdahaleler başladı. Yaklaşık 1 saat kadar önce de kaybettik maalesef. Allah rahmet eylesin'' dedi.
Cenaze Töreni;
Sanatçının Menajeri Nevzat Takmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, Gürses için ilk törenin yarın saat 10.00'da Cemal Reşit Rey Konser salonunda yapılacağını söyledi.
Takmaz, öğle vakti Teşvikiye Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından cenazenin Zincirlikuyu aile mezarlığında toprağa verileceğini bildirdi.

Müslüm Gürses Kimdir?
Müzisyen, şarkıcı Müslüm Gürses’in gerçek adı Müslüm Akbaş’tır.
Hayranları tarafından Müslüm Baba olarak anılmaktadır.
Arabesk müziğin en başarılı isimlerinden biri olarak kabul edilen Gürses, özellikle 90’lı yıllarda bir fenomen haline gelmiş, konserlerinde jiletle kendisine zarar veren fanatik hayranları nedeniyle büyük tartışma konusu olmuştur.
İlerleyen yıllarda müzikal kimliği değişmiş, farklı türlerde eserler ortaya koymuş olan sanatçı, Teoman ve Sezen Aksu şarkılarını da seslendirmiş, ünlü yazar Murathan Mungan’ın sözlerini yazdığı ve tamamı yabancı şarkıların cover’larından oluşan "Aşk Tesadüfleri Sever" isimli albümü çıkarmıştır.

7 Mayıs 1953’te Urfa’nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü köyünde dünyaya geldi. 
Babası Mehmet Akbaş, annesi Emine Akbaş’tı. Zeyno ve Ahmet isimlerinde iki kardeşi olan Gürses’in babası çiftçilikle uğraşıyordu ve bağlama çalıyordu.
İlkokuldan mezun olduktan sonra 14 yaşındayken Adana Aile Çay Bahçesi’nde düzenlenen yarışmaya katıldı ve birinci oldu. Sesiyle küçük yaşlarda dikkat çeken Gürses kendisiyle yapılan bir röportajda o dönemle ilgili olarak şunları söyleyecekti;
‘‘İlkokulu bitirdim, gerisi yok. Adana'da damda yatarken uzun hava okudum. Arkadaşım halkevine gidiyordu. Ben de gittim, derken Çukurova Radyosu'nda sanatçı oldum.’’
1968 yılında albüm yapmak için İstanbul’a gelen şarkıcının Emmioğlu/Ovada Taşa Basma isimli plağı üç yüz bin satış yaparak o dönem için büyük başarı kaydetti.
Gün geçtikçe tanınan Gürses, şöhretinin ilk yıllarında çıktığı Anadolu turnesi sırasında büyük bir kaza geçirdi.
Alın kemiği kırılan sanatçı yaşadıklarını daha sonra şu şekilde dile getirecekti:
‘‘O kazada şoför öldü… Beni de öldü sanmışlar zaten… Sonra alıp hastaneye götürmüşler… Ben ölümü yaşadım aslında… Bana göre yeniden hayata dönmüş olmam, Allah’ın bir lütfudur. Alın kemiğim un ufak olduğu için en küçük bir darbede ölebilir ya da kör kalabilirim… Ameliyatta alnıma beynimi koruyacak plaka gibi birşey taktılar… O korkunç kazadan sonra koku alma duyumu yitirdim… Hiçbir kokuyu alamıyorum ne yazık ki şimdi… Çok kuvvetli parfümler ispirto kokusu veriyor bana… Ayrıca işitme duyumu da yüzde elli yitirdim… Çok ağır işitirim… Neyse, buna da şükür, yaşıyoruz işte…’’

  
 Kaza sonrası çıkardığı "Özür diliyorum senden", "İsyankar", "Ben insan Değil miyim" gibi albümlerle çıkışını sürdüren sanatçı, arabesk türünde en çok ilgi gören isimlerden biri oldu.
1979 yılında ilk defa İsyankar filmiyle kamera karşısına geçen Gürses, birçok uzun metrajlı filmde daha hayranlarıyla buluşacaktı.
  
Çocukluğunda hiçbir filmini kaçırmadığı ve büyük bir hayranlık duyduğu sinema oyuncusu Muhterem Nur’la 1982’de çıktığı Malatya turnesi sırasında karşılaşan şarkıcı, 1985 yılında Nur’la hayatını birleştirdi.

90’lı yılların başında gördüğü büyük ilgi üzerine ortaya çıkan ve Müslümcüler olarak anılan büyük bir fanatik kitlesi şarkıcının konserlerinde kendilerine zarar vermeye başladılar. Müslüm Gürses şarkılarındaki yalnızlık, hayata duyulan öfke ve ayrılık acısı gibi temaların dinleyicisinde yarattığı bu etki giderek bir fenomen halini almıştı.
Şarkıcının zaman zaman yaptığı uyarılara rağmen konserlerinde birçok dinleyicisi jilet kullanarak vücuduna zarar veriyordu.
Arabeskin içinde bir alt kültür olarak kendini var eden bu durum, Gürses şarkılarına olan ilgiyi körüklüyordu.

90’lı yılların sonlarına doğru şarkıcının konserlerinde gerçekleşen ve ayini andıran bu görüntüler toplumun birçok kesiminden büyük tepki almaya başlamıştı. Gürses, o dönemde çıkardığı albümlerle de eski ilgiyi göremedi ve lüks bir teknenin güvertesinde çekimini gerçekleştirdiği klibi hayranlarının büyük tepki göstermesine neden oldu. Zira dinleyici kitlesi genel olarak kente uyum sağlayamayan, ikinci sınıf insan muamelesi gördüğünü düşünen varoşlardan oluşuyordu.
Dolayısıyla bu durum hayranlarında çelişki yaratmıştı. Müslüm Gürses’in o dönemde 15 yıl boyunca albümlerini çıkardığı Elanor plak firmasıyla da yolları ayrıldı.

Az konuşan ve ekranlarda pek fazla görünmeyen sanatçı zaman içinde medyada daha fazla yer almaya başladı. Bu değişim rüzgârları Gürses’in müzisyen kimliğine de yansıyacaktı. Nilüfer’in Olmadı Yar isimli şarkısını yorumlayarak bu değişimin ilk sinyallerini veren şarkıcı, Teoman’ın Paramparça ve Tarkan’ın İkimizin Yerine adlı çalışmalarını da seslendirdi. Gürses kendisini eleştirenlerle ilgili olarak da şu yorumda bulundu:

‘‘Son günlerde bir de Arabesk mevzularında ‘’değişime uğradı’’ gibi görüşler türedi! Biz değişmedik… Özümüzde aynıyız… Ufak tefek alt yapı hadisesinde farklılık göründüyse de biz özümüzü muhafaza ediyoruz. Müsterih olsunlar, bir yere kaybolmadık. Tarzımızdan uzaklaşmak gibi bir gayretimiz, çabamız olmadı, olmaz da. Biz o pop şarkıları kendimize has bir şekilde okuyoruz. Herkes müsterih olsun.’’

Müslüm Gürses’in, 2006’da yazar Murathan Mungan’la ortak projesi “Aşk Tesadüfleri Sever” müzik marketlerdeki yerini aldı. Mungan’ın sözlerini yazdığı, David Bowie’den Garbage’a, Leonard Cohen’den Jane Birkin’e birçok yabancı müzisyenin bestesini yaptığı şarkıları seslendiren Gürses yine çok konuşuldu.
2010 yılında Kasım ayında yeniden Pasaj Müzik ile "Yalan Dünya" isimli bir albüme imza atmıştır.

1982 yılında tanıştığı Muhterem Nur’la 1985 yılında evlendi.

15 Kasım 2012 tarihinde kalbine stent takılan Müslüm Gürses'in karaciğer ve böbreklerinde çıkan sorunlar nedeniyle 18 Kasım 2012 Pazar günü durumu ağırlaşmıştır.

Yaklaşık 4 ay Memorial Şişli Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi'nde solunum cihazına bağlı olarak tutulan Müslüm Gürses 3 Mart 2013 tarihinde 60 yaşında vefat etmiştir.

Kaynak