28 Aralık 2010 Salı
YAPRAK DÖKÜMÜ FİNAL BÖLÜMÜ
"Çok uzattılar" diyenler olsada Tekin ailesini izlemek çok güzeldi.
Umarım yarın yayınlanacak bölüm de mutlu sona ulaşılır ve Ali Rıza Bey ve ailesinin sonunda yüzü güler, diyeceğim ama fragmanda yine gözyaşı, yine bir ayrılık görünüyor.
5 yıl önce Yaprak Dökümü'nün ilk fragmanı yayınlandığı zaman, TRT'nin yayınladığı Kerim Afşar'ın Ali Rıza Bey'i oynadığı Yaprak Dökümü'nü seyretmiş ve kitabını okumuş biri olarak heyecanla diziyi beklemiştim ve o günden itibaren hiç kaçırmadan izledim.
Çok fazla dram var, çok uzattılar diyerek pek çok kişi izlemeyi bıraksada ben yinede bıkmadan seyrettim.
Çarşamba akşamları misafir almadım, misafirliğe gitmedim : )
Yarın akşam final bölümünü eminim gözyaşları içinde izleyeceğim ve hafta içi saat 14'te yayınlanan ilk bölümleri ile avunacağım.
Yaprak Dökümü'nün final fragmanı;
18 Ekim 2010 Pazartesi
İZİNLİ (!) PAZARLAMA
4 Ekim 2010 Pazartesi
DEPREM
Rabbim hepimizi daha büyüğünden korusun.
Depremi yaşadığınız anda ister istemez korkuyorsunuz ama aile bireylerinin bir arada olması biraz olsun içinizi ferahlatıyor.
17 Ağustos depreminden sonra ara sıra artçı sarsıntılar olurdu.
Bu sarsıntılardan biriside Eylül ayında okulların açık olduğu bir saatte meydana gelmişti.
Kızım o zamanlar ilkokul 2.sınıfa gidiyordu.
Ev ile okulun arası hızlı bir yürüyüşle 5 dakika ama o gün ben telaştan ve heyecandan o yolu yürüye yürüye bitirememiştim.
Okullar neredeyse 3 hafta tatil edilmişti.
Sakinleşmemiz uzun zaman almıştı ama peşinden 12 Kasım Düzce depremini yaşamıştık.
O günlerden sonra ara sıra küçük sarsıntılar yaşasakta, çok şükür büyük bir deprem olmadı.
Her sarsıntının ardından jeoloji uzmanlarından tutun, aklı eren ermeyen herkesin ekrana çıkıp, bu depremin beklenen Büyük Marmara Depremini tetikleyip-tetiklemeyeceğini, hangi semtlerin risk altında olduğunu anlatan konuşmalarından bıktık artık.
Bir değişiklik yapın ve deprem korkusu olan pek çok kişiyi huzursuz edecek açıklamalar yapmayın.
Elbette bilgi almak, tedbir almak için bu açıklamalara ihtiyacımız var fakat reyting uğruna ortalığı savaş alanına çevirmenin, halkı tedirgin etmenin de lüzumu yok.
Şimdi size İSMEP(İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi)'in hazırladığı, öğrencilere okulda dağıtılan "Depremde İlk 72 Saat" isimli kitapçıktan aldığım bilgileri paylaşmak istiyorum.
Daha fazla bilgi için lütfen BU adresi tıklayın.
Aile Afet Planı
Afetler her zaman, her yerde olabilir ve korkutucu boyutlar alabilir.
Örneğin evinizi terk etmek zorunda kalabilirsiniz. Afette görevli kurumlar afet sonrası sizin ihtiyaçlarınızı hemen karşılayamayabilir.
Ayrıca deprem esnasında düşünecek zamanınız olmaz. “Burada olmaz. Olsa da bana bir şey olmaz.” gibi düşüncelerden vazgeçip, hazırlıklarınızı ertelemeyin.
Ailece mutlaka afetlere hazırlık ve bir afet planı yapmalısınız.
ÖNEMLİ;
Örneğin bir deprem anında aile bireyleri farklı yerlerde olabilir. Aile bireylerinin birbirleriyle haberleşmesi de ilk anda mümkün olmayabilir. Şehirlerarası haberleşme daha önce ve kolay sağlanabildiği için, şehir dışından aranacak kişinin belirlenmesi ve afetten sonra mümkün olduğunda herkesin o kişiyi arayıp kendisi hakkında bilgi vererek diğer aile fertleri hakkında bilgi alması gerekir.
Ayrıca, ev halkının afetlerde ihtiyaç duyabileceği temel maddelerin bir araya toplanmasıyla bir afet ve acil durum seti oluşturulması gerekir.
Afet Çantası’nın içinde şunlar yer alabilir:
• Çakı, düdük
• Nakit para
• Kâğıt, kalem
• Battaniye veya uyku tulumu
• Makas, koli bandı, plastik/naylon örtü
• Pilli radyo, el feneri ve yedek piller
• Kişisel ilkyardım çantası ve devamlı
kullandığınız ilaçların yedekleri ve reçeteleri
• Koruyucu giysiler, sağlam ayakkabılar ve yağmurluk
• Varsa bebekler, yaşlılar veya engelliler için
gerekli olacak özel eşyalar
• Kimlik, tapu, ruhsat, pasaport, banka hesap cüzdanları, sigorta poliçeleri gibi önemli evrakların
fotokopileri ve aile fertlerinin güncel fotoğrafları (su geçirmez poşette)
• Ailenizin otomobili varsa, yedek anahtarı
• Yeterince su ve yiyecek maddesi
• Hijyen paketi (sabun, dezenfektan jel, diş fırçası ve macunu, ıslak mendil, tuvalet kâğıdı, vb.)
Afet anında ilk kurtarılacak maddi ve manevi değeri yüksek belgeler de Afet Çantası’na konulabilir.
Benzer çantaları –varsa– araç ve işyeriniz için de ayrıca hazırlayabilirsiniz.
Afet Çantası’nın nerede olduğunu, tüm aile üyeleri bilmelidir. Yukarıda verilen malzemeler birer örnektir. Kişi,kendi özel durumuna ve ihtiyaçlarına göre bu listeye eklemeler yapabilir. Özetle, afetlerde ilk 72 saat olarak adlandırılan, en az 3 günlük süreyi kapsayan bir Aile Afet Planı yapmanız gerekir.
5 Eylül 2010 Pazar
NEHİR HAYATINI KAYBETTİ!
Mekanın Cennet, melekler yoldaşın olsun.
Nehir'i sevenlere ve ailesine sabırlar diliyorum.
Zeynep Hanım dün blogunda bu zor açıklamayı yaptı.
Nehir'im Akıyor
23 Temmuz 2010 Cuma
ÖMÜR DEDİĞİN...
İlk yayınlandığı zamanlarda da takip ettiğim belgesel tam ibretlik bir program.
Belgeselin konusu, ömrünün çoğunu görmüş geçirmiş, yaşı kemale ermiş insanlarla yapılan röportajlardan oluşuyor.
Röportaj yapılanlar değişik illerden seçilmiş.
Zenginide var, yoksuluda, ünlüsüde var, sade vatandaşıda.
Bazısı evlatlarından gereken ilgiyi ve alakayı görüp, mutlu bir yaşlılık geçirsede ne yazık ki pek çoğu tek başına yaşam savaşı veriyor.
Eğer eşleri hayatta ise bir çarede, eşi vefat edipte yalnız kalanların durumu daha vahim.
En çok çocuklarının kendilerini arayıp sormamasından,
gençliklerinde rahat rahat yapabildikleri pek çok şeye artık güçlerinin yetmemesinden,
başkalarına muhtaç olmak zorunda kalmaktan dertleniyorlar.
İzleyenlere, iç hesaplaşma yaptırıp "acaba yaşlanınca ben ne durumda olacağım?" dedirten bir belgesel.
Birde Zülfü Livaneli'nin bestesini yaptığı, billur gibi sesi ile Emel Taşçıoğlu'nun seslendirdiği müziği var ki, dinledikçe içiniz titriyor.
ÖMÜR DEDİĞİN...
Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yolda kalan da bir yürüyen de bir
Harcanıp gidiyor ömür dediğin.
Esmeyen yelinden hile sezerler
Künyeler kazınır demir sandıkta
Tükenip gidiyor ömür dediğin.
Sona eklenmeli sözün öncesi
Ayrılık gününün kör dereleri
Bölünüp gidiyor nehir dediğin.
Para mı onur mu taş diken bir yol
Ağacın köküne inmek mi yoksa
Savrulup gidiyor yaprak dediğin.
1 Temmuz 2010 Perşembe
ÜNİVERSİTE SINAVLARI
Bu yıl yeni denenen bir sistem sebebi ile çocuklar sınavdan sınava girerek, velilerde çocuklarını sınavlara yetiştirmenin telaşı ve kapı önlerinde sınav sonunu bekleyerek helak oldu.
Sınava mı girdik, strese mi girdik belli değil.
Bu yıl benim kızımda bu yeni sistemle üniversite sınavlarına girdi.
11 Nisan'daki ilk sınavı da sayarsak bu yıl tam 4 sınava girmiş oldu.
Sınav yerlerimizin hepsi farklı yerlerdeydi.
1.sınava; Fatih,
2.sınava; Laleli,
3.sınava; Alibeyköy,
4.sınava; Çapa' da girdik.
Girdik diyorum çünkü pek çok veli gibi bende kızımın sınavı boyunca dışarıda bekledim.
Bazı okulların bahçesi ya hiç yoktu, yada çok küçüktü.
Bahçe seçeneği olmayan okullarda duramadık, mecburen veliler olarak vakit geçirecek alternatif yerler bulmak zorunda kaldık.
Okulların civarındaki bütün cafe ve parklar sayemizde doldu taştı.
Sıcak günlerde küçük su satışı tavan yaptı.
Can sıkıntısından gazeteler ikişer, üçer adet alındı, yine sayemizde o günkü gazeteler tirajlarını arttırdı : )
Sınav yerini bulmak ise ayrı bir stres kaynağı oldu.
Hiç bilmediğiniz bir semtte okul aramak zorunda kalıyorsunuz.
Neyse ki bizim ulaşım sorunumuz olmadı ama ya özel arabası olmayıp, toplu taşıma araçları ile hiç bilmedikleri semtlerde fellik fellik okul arayan aileler?
Mecburen taksiye binip, evladını okula yetiştirenler?
Vel hasıl, bu sınav sistemi velileri değil ama esnafı epey sevindirdi.
Son söz;
Yeni sistem üniversite sınavı hepimize hayırlı uğurlu olsun.
Rabbim herkesin gönlüne göre versin, başarılı olan kazansın!
20 Haziran 2010 Pazar
HAİN SALDIRIYI KINIYORUM!
Hakkari Şemdinli'de gece yarısı gerçekleştirilen hain saldırıda 11 askerimiz şehit oldu, 14 askerimiz ise yaralandı.
Şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralanan askerlerimize de acil şifalar diliyorum.
KARA HABER
Gencecik fidanlar cansız düştü yere,
Hepsinin umutları vardı tezkere alırsam diye,
Dönünce yeni bir hayat kurup, başlayacaklardı işe,
Aileleri hayaller kurdu onların yerine,
Evladım gelecek, yuvasını kuracak, bana torun verecek diye,
Bugün kara haber geldi eve,
Oğlun şehit olmuş dediler ne çare,
Ateş düştüğü yeri yakar,
Fayda etmez hiç bir avuntu ve vakar,
Evlat gitti gelmeyecek,
Bu hep böyle mi devam edecek?
Bu gidişe kim "dur" diyecek?
Muhterem Erdoğan/ 20.06.2010
5 Haziran 2010 Cumartesi
BOYKOT LİSTESİ
*Bu yazı ve resimlerin tamamı "Jibek ve Cahide" blogundan alınmıştır.
DAMN israel! BOYCOTT!
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.(Mâide 51)
Allah’ın rahmeti, merhameti, yardımı müslümanların üzerine olsun.Amin.
1 Haziran 2010 Salı
UMUT YOLCULARI
Filistin halkına destek olmak için yapabileceğiniz en faydalı işlerden biriside İsrail ve Amerikan ürünlerini almayarak boykot etmek.
21 Mayıs 2010 Cuma
BEN BİR MADENCİYİM!
BEN BİR MADENCİYİM!
Ben bir madenciyim, bu vatanda,
İşim maden çıkarmak yedi kat yer altında,
Bu işte ekmek aslanın ağzında,
Eşimin, çocuklarımın gözü kapıda,
Bazen patlama olur maden ocağında,
Bütün ailelerin yüreği ağzında,
Ne yazık ki hepimizin kefeni sırtında!...
Muhterem Erdoğan / 21.05.2010
17 Mayıs 2010 Pazartesi
TARAFTARDAN FENERBAHÇE'YE
Türkiye liglerinde Trabzon'dan sonra bir Anadolu takımı daha lig şampiyonu oldu.
Bursaspor lig şampiyonluğunu kazandı.
Bursaspor, alnının teri ile hak ederek şampiyonluğu kazandı, tüm Bursaspor'luları tebrik ederim.
Ben 14 yaşımdan beri (26 yıldır) Fenerbahçe'liyim, dün akşam yaşananlara çok üzüldüm.
10 gün önce Türkiye Kupası'nı kaybedince bir dörtlük yazmış;
27 yıllık özlemi sona erdiremedin,
Taraftarın yüzünü güldüremedin.
Hiç olmazsa şampiyonluğu al,
Bizde artık kalmadı mecal!
demiştim, ama heyhat yine olmadı yine kupayı kazanamadık.
Bu sefer dörtlük yetmedi, daha uzun bir şiir yazdım.
TARAFTARDAN FENERBAHÇE'YE
Ah Fenerbahçe ah!
Oldu mu şimdi bak!
Türkiye Kupası'nda taraftarı üzdünüz,
Ligde olsun gülseydi yüzümüz,
Ne olurdu kupayı kazansaydın,
Bize güzel bir yaz yaşatsaydın,
Kupa özlemi doruğa çıktı,
Taraftarın artık tepesi attı,
Kaç yıl oldu şampiyonluk görmedik,
Bırak şampiyonluğu, kupayı bile ellemedik,
Kendine çeki düzen ver, toparlan biraz,
Taraftarın yüzünü güldür, gelecek yaz!...
Muhterem Erdoğan / 17.05.2010
14 Mayıs 2010 Cuma
NEHİR'İ KURTARALIM
*Bilgiler ve resimler Nehir'in blogundan alınmıştır.
6 Mayıs 2010 Perşembe
YİNE HÜSRAN
19 Mart 2010 Cuma
E.R FİNAL SEZONU İLE CNBC-E'DE!
E.R benim yıllardır vazgeçemediğim, severek izlediğim yabancı dizi.
Diziyi Türkiye'de ilk defa, üstelik prime time'da atv ekranlara getirdi.
Fakat bir sezon bile devam edemedi.
Sonraki yıllarda TGRT ekranlara getirdi.
5 Nisan 2004 tarihinden itibaren Cnbc-e, 1. sezondan itibaren bütün sezonları yayınlandı.
Bu akşam saat 21'de, 15. sezon yani final sezonu başlıyor.
Final sezonunda eski oyunculardan diziye konuk olarak dönecek pek çok oyuncu var.
Bu akşam 21'de ekranımın başındayım : )
-->
George Clooney - Dr. Doug Ross
Sherry Stringfield - Dr. Susan Lewis
Noah Wyle - Tıp Öğrencisi John Carter
Eriq La Salle - Dr. Peter Benton
Julianna Margulies - Hemşire Carol Hathaway
-->
-->